24 Temmuz 2015 Cuma

Bir Deniz Kızı Hikayesi - Corleonis || Kitap Yorumu



Merhabalar efendiiiimm.. Ben yine Kalemzen ve bu da BDKH kitabına yaptığım naçizhane yorumum.
Arka kapak yazısını da okumayı ihmal etmeyin. ;)




" Okyanus... Onu gördüğümde, dile getiremediğim ve aklımdan geçen tek şey buydu.
Okyanus gibiydi gözleri. Okyanus bile bu kadar derin değildi belki...
Çaresiz, yalvaran bakışlarıyla bana bakıyordu. Ve gözlerindeki yakarış, dudaklarında süzüldü.
"Yardım et..." Sessiz...Güçsüz...Ürkek...
Öyle olağanüstüydü ki aşkları... Öyle masum...
İki yakın arkadaşıyla Karayipler'e tatile giden Walt'un aklında sadece üç şey vardı;
kızlar, okyanus, eğlence.
Peki, Karayipler'in en güzel koylarının birindeki mağarada, çaresiz, okyanus gözlü bir kızla karşılaşınca, hayatının değişeceğini tahmin edebilir miydi?
İki aşık kalp...Walt ve Elka...
Ölüme, imkansızlığa karşı ne kadar direnebilirdi?
"Yemin ederim sana her şeyi düzgün öğreteceğim.
Korkunca öpülmüyor biliyor musun?
O, sadece seni öpebilmek için uydurmuş olduğum bir yalandı.
Pizzamı da paylaşabiliriz söz veriyorum. Yine dönmedolaba bineriz ve bu kez, korkmaman için sımsıkı sarılırım sana.
Seninle uyumak için uydurduğum bahaneler olmadan beraber uyuruz...Hı?"


Eğer yazarını birebir tanımıyorsanız ve sadece bu ismi duymuş olsaydınız, yabancı biri zanneder, çeviri kitap okuduğunuzu tahmin ederdiniz değil mi?
Neyse ki ben tanıyorum. Ve tanıdığıma da o kadar memnunum ki! Yazarımız Türk efendim. Ayrıca kim demiş Türkler fantastik yazamaz diye? Alın bir adet BDHK'i postalayın o insana, elden verecek olanlar varsa yüzüne bir kuple tükürürlerse ben adıma da, sevinirim.
Evet, sinirimi de sizinle paylaştığıma göre artık yorumuma gecebiliriz.



Kitabımız bir koyda başlıyor.
İnsan olmayı çok isteyen Elka, Kihan'ın-ki bu karakterden son 40 sayfaya kadar falan nefret ettim, adı geçince bile irrite oldum- onayını bile beklemeden kendisini atıyor deniz ülkesinin kapısından dışarı ama oldu mu hiç? Olmadı tabi. Sabırsız Elka! Sen nasıl dayandın 9 ay istiridyenin içinde? :P Ve evet, istiridyelerin icinde kalıyor bu deniz perileri. Neyse konuyu fazla dağıtmak istemiyorum. 

Kapıdan çıktı çıkmasına ama bilin bakalım peşine kimler takıldı kimler? Öncelikle Urel. Kim ya bu adam diye soran olursa eski bir tanıdık dersiniz. :D Bu adamdan da hoşlanmadım ama ben kitap boyunca iguana suratlı pislik. Hhhmmm.. Bir de aramızda kalsın bu Urel'le Kihan var yaaa... Ama durun her şey sırayla.

Birazcık da Walt'tan bahsetmek istiyorum. Ahh.. Kurtarıcı Walt demek istedim tabi ki. O ve iki arkadaşı John ve Steve Karayiplere tatil yapmaya gelmişti. Ve eğlenmeye geldikleri koyda denizde olan sarsıntıyı üçünden sadece o farketti. (Tabi bunda denizde olmaları da önemli bir etken, -ları dedim evet sarışın mıydı, esmer miydi, kumral mıydı? Hatırlayamadım. Ama vücutlarını beyinlerinden çok daha fazla kullanan kadınlardan biri vardı yanında. Hemcinsim olarak onlardan utanıyorum.) Ya da Elka'nın ince titrek sesiyle acıdan dolayı inlemesini de sadece Walt duydu. Demem o ki kader ya da tabiat ana ya da yazar işte ne derseniz işinde iyi. ;)



Neyse efendim Walt bir şekilde Elka'yı mağaradan ve koydan çıkarıyor.  Bu arada güzelliğine o hasta haliyle bile vuruluyor demeyi unuttum. Arabasının balık kokmasına mani olamıyor tabii. :D
Sonrasında komşu teyzenin mantarlı terliklerinden mi bahsetsem, dönme dolabın tepesindeki korku öpücüğünden mi yoksa ilk kez dondurma gören Elka'nın heyecanından ve merakından ya da Walt'un onun dondurma yiyişinden etkilenmesinden mi bahsetsem bilemedim. Ama kitap her anında keyifliydi. Tabi üzülmedik mi? Üzüldük. Ağlamadık mı? Ağladık. Hayran kalmadık mı? Kaldık.
Steve ve Axela'dan bahsetmiş miydim? Ah.. Axela'nın kim olduğunu bilmiyor olabilirsiniz. Kendisi Elka'nın yakın Deniz Perisi arkadaşı. Kapıdan geçen kaçaklardan bir tanesi anlayacağınız. Steve'le atışmaları, hafızalarını kaybetmelerine rağmen aşklarını unutmayışları ama nefretle örtmeye çalışmaları. Bir şey diyeyim mi? Bu ikiliyi çok seveceksiniz.
Sıra geldi Kihan ve Urel'e. Onların hikayesi çok çok eskiye dayanıyor. Kabul. Kitabın sonunda ikisini de çok sevdim. Aşkları için acıyı göze alan insanlara hayranımdır. İkisi de fazlasıyla acı çekmişler.
John ve mantarlı terliğin sahibi teyzenin yiğeni arasındaki aşkta güzeldi hani. Sevmediğimiz karakteri yok ki yazarın!



Aralardaki geçişler çok güzel ve yeterliydi. Sözün kısası ben bayıldım bu kitaba. Ayrıca görselleri hazırlayan Katre'me de çok teşekkürler.Çok güzel değiller mi? ^.^
Kalemzen'den tavsiyedir efendim, alın okuyun yazın bana. ;)

1 yorum:

  1. ilk yorum benden olsun :)) blaglarda görüp beğendiğim bir kitaptı face sayfanızdakı çekiliş sonucunda kendisiyle tanışacağım inişallah :) beğenilen bir kitap olmasına cok sevindim. keyifle okuyacağım :))

    YanıtlaSil