28 Ekim 2015 Çarşamba

[OKUMA ETKİNLİĞİ #1] PALURİ Ar Si Ar Ma - ÖYKÜ ODABAŞ II KİTAP YORUMU -LUVİA


Merhaba :D Turumuzun ikinci yorumu da benden geliyor. Katre gibi spoiler vermeden atlatmayı başaramam yalnız benden demesi : D

Öykü Odabaş’ın önceki kitaplarını da okumuş biri olarak Paluri de gösterdiği gelişime bayıldım. Yine bol karakterli eğlence kadar hüzünde barındıran bir kitap olmuş. Konuya kapaktan girecek olursam çift taraflı kapak özelliği bambaşka bir hava katmış. Önünden sıkılırsanız arka kapağına bakabilirsiniz : )  Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim kitabın özel üretim beş yüz tanesinin kapak yazısı sarı renk geri kalanlar ise kırmızı renk…


Birde bölüm başı yazıları var ki hepsi ayrı bir felsefik hava vermiş Bazılarını defterime not aldım demeden geçemeyeceğim… Mesela belkide kitabın havasını en güzel anlatan şu satırlar gibi:
Aile; ayaza kalmış minik kalplerin, sıcak bir sarılışla ısıtıldığı; kandan değil, güven ve sadakatten gelen sevgi çemberidir.
Kitap Aryayı biraz tanıtmakla başlıyor ve daha ilk satırlardan içine çekiyor. Tabi ki sadece Aryayla kalınmıyor.  Her Öykü Odabaş kitabı gibi bu kitapta bol karakterli belkide bu sayede çoğu aşk kitabı gibi sıkmıyordur. Kitap karakterleri Arya, Mahru, Ateş, Gökdeniz, Metin, Selda, Mustafa, Sadri baba, Salih Reis, Özge, Merve ( ki tüm ismini söylemeyeceğim),Pinhan, Doğa ve Mehmet Ali. Ki bunları yazarken de unutmadığımı umuyorum :D Kitabın ana karakterleri Arya, Ateş, Mahru ve Gökdeniz olunca onların hikayelerini okuyor, diğer karakterlerin hayatlarından sadece tadımlık alabiliyoruz ki bu da daha da meraklanmamıza sebep oluyor. Hazır yeri gelmişken de yazarın wattpad okurlarını kırmadığının müjdesini vermeden de geçemeyeceğim. Yeni yılda Merve ve Özgenin hayatını anlatan kitabıyla gelecek :D
İçeriğe dönecek olursak; belkide beni bu kitapta en çok etkileyen şey kullandığı dillerdi. Kitabın karakterleri deli dolu ve hakiki karadenizli olurda lazca olmadan olur mu? Ateş ilk başlarda Aryayı delirtmek için kullanılsa da sonra aralarında aşkın dili haline geldi ve bu sahnelere ayrıca bayıldım. İlk fırsatta daha detaylı araştıracağım bir dil oldu benim için : )
“Tolepe-sk’anik ma moğurinams.” (Gözlerin beni öldürü­yor)
“Ne dediğinden gram bir şey anlamıyorum; ama çok güzel söylüyorsun…”
Tabi Ateşin elinde kozu olurda sıkı bir Tolkien hayranı Aryada elfçeyi kullanmaz mı? Tabi bunun sonuçları kitapta saklı…
Gökdeniz ve Mahruya gelirsekte sanırım Gökdeniz tüm saf aşık erkek hayallerimin karakter olmuş hallerinden biriydi. Ateş ve Aryaya göre çok daha sakin bir aşk yaşadılar ki bu sayede aşkın farklı boyutlarınıda görebilmiş olduk. Onların aşkı birbirini yıpratmadan hırlaşmadan olan aşklardandı.
Ateş ve Gökdenizin karıştığı illegal işleri olur da kitapta korumalar, vurulmalar, baskınlar olmadan olur mu? Bu kadar koruma çabası Arya gibi dişli bir hatunla karşılaşınca çabadan öteye gidemiyor tabi. Bol bol aksiyonu sayesinde kitap dahada bir akıcıydı bence.
Beni tek üzen kısım Gökdeniz ve Mahrunun hikayesiydi sanırım. Belkide aşklarının hafif ve durağanlığı sebebiyle idi bilmiyorum ama ağırlık Ateş ve Aryada idi.


Sonuç olarak kitabı kesinlikle öneririm :D Herkese keyifli okumalar…

0 yorum:

Yorum Gönder