25 Ağustos 2015 Salı

SEN - Selvi Atıcı || Kitap Yorumu

Merhabalar, ben Kalemzen. ✋  Nasılsınız? :) Sıcaklardan kitap okuyamayan bir ben miyim acaba?

****
" Kardeşinin intikamını almak için çıktığın yolda aşkla karşılaşırsan...
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir, bilirsiniz. Üstelik bahsi geçen bir kadın ise, asla! Dövüş sanatları uzmanı olan Süheyla, kardeşinin intikamını almak için çıktığı yolculukta kalbini tam bir baş belasına kaptırdı. Ruhu intikam ateşiyle yanıp tutuşurken kalbi aşk ateşiyle kavruldu...
***
Süheyla'nın adı, 'iyi huylu, sakin' anlamına gelir ancak aldanmayın, yol boyunca elinde muştasıyla aşk ve intikam duygularıyla örülmüş ince bir ip üzerinde ustalıkla yürüyecek gerçek bir kahramandır aslında. O zeki, yumrukları kadar dili de sert bir kadındır. Romanda Demir'le de tanışacaksınız. Aşkın muhatabıdır kendisi. Süheyla'nın intikam mücadelesinde en büyük yardımcısı olacaktır. "
****



Harika bir kitabı bitirmenin kahrıyla ve sizinle paylaşabilme heyecanıyla karşınızdayım. Okuyup bitireli çok oldu ama sizin için birazcık karıştırdım ve alıntılarımla geldim. Hemen başlayayım mı?
Süheyla, namı diğer Matruşka, Chun Lee'nin kız kardeşi ve Jeanne d'Arc...
Demir gibi sağlam vücuduyla, yıpranmaz görünen sinirleriyle, iflah olmaz kıvırcık saçlarıyla tam Demir Mızrak'a göre biriydi.

Demir Bey tabi ki fazlalık olarak düşündüğü harfleri atıyor ve ona Sü diye hitap ediyor. Ama Süheyla ile öyle güzel uğraşıyor ki kendine hayran bıraktırıyor. Tabi Demir Bey'in bu uğraşısına mazhar olabilmek için bir Sü olmak gerek bazen de o adama haddini bildirmek. Mesela, pantolon paçasını kesmek gibi. Evet, Sü'nün intikam planı ve acısı arasında aslında o kadar çok gülüyorsunuz ki. Tabi ki Demir Bey sayesinde. Kadın! diye hitap etti mi ardından gülmeniz garanti.

Neden Demir Bey mi? Bunu sevgili yazarım, Selvi Atıcı daha güzel anlatmış ama bir de ben deneyeyim. Kısaca sınırları korumak diyebiliriz. Süheyla'nın karakteri deyip pekiştireyim. :)

Kitap, bir intihar sahnesiyle başlıyor. Görünüşe göre, intihar etmekle uzaktan yakından ilgisi olmayan biri canına kıyıyor. Onun küvetin içinde yatan cansız bedenini ise ablası buluyor. Evet, o adam Umur. Süheyla'nın kardeşi. İki kardeş arasındaki bağ son zamanlarda eskisi kadar sağlam olsa Süheyla farkederdi belki onun derdini. Ama o sırada Süheyla da onu hamile bırakıp sonrasında onu aldatışına iğrenç bir şekilde tanıklık etmek zorunda bırakan adamın çocuğunu aldırmak ve bütün bunlarla uğraşmak zorundaydı. Nişanlısı, Sü'nün spor salonunda çalışan hocalardan bir tanesiydi ve tek derdi kendisiyle evlenip salonu ona vermesiydi. Alçak herifin teki, anlayacağınız. Sonrasını tahmin edersiniz. Bilekleri kesilmiş, küvet kanla dolmuş, adamın rengi solmuş bir halde onu bulduğunda ve bıraktığı notu okuduğunda bir yemin etmişti. İntikam yemini.




Demir, "Beni önemsiyorsun!" diye mırıldadı.

Süheyla duyduğu sözcüklerin manasını önce kavrayamadı. Ardından sanki kafasının içinde bir ampul yanmış gibi gözleri irice açıldı. Süheyla'nın ona farklı hisler beslediğini mi düşünüyordu? Arzu, evet. Adam için endişelendiğine de evet ama ona bir his beslemek... Hızla doğruldu. Daha konuşmasına fırsat kalmadan, adamın şaşkınlığından faydalanmasıyla kendini onun kucağında, başına koltuk başlığına dayanmış olarak buldu. "Demir Bey, sarhoş mıusunuz?"
Kucağından kalkmak için tekrar atak yaptı ama elleri bileklerini sıkıca kavradığında, bıkkınlıkla iç çekti. Adam yüzünün bir milim ötesine kadar eğildiğinde nefesi aksadı. "Seni gördüm! Adamı yere serdiğinde yüzündeki ifadeyi gördüm. Benim için endişeleniyordun!"
syf.179

Şimdi bir de işin Meltem ayağı var ki, o da kitabın kilit noktası. Meltem, Umur'un nişanlısı ama kitapta ona pek ısınamamıştım. Sebebi babasıymış. Okuyunca anlayacaksınız ve ondan nefret edeceksiniz. 

Bu kitap bambaşka gerçekten. Kayıp Şehir serisinin ikinci kitabı çıkacak diye beklerken SEN haberi gelince ve basılınca beğenmeyeceğimi düşünmüştüm ama bayıldım. Kapak pek hoşuma gitmiyor, attıkları desen kızı daha yaşlı göstermiş bence, ki kız hiç de Sü değil yani. Nerde bu kızın bonus kafa kıvırcık saçları derler ama değil mi? :P

Karakterlere, olaylara, akışına, kitabın diline gerçekten emek verildiği ortada. Her zaman ki gibi şahane yazılmış. Ellerine, emeğine sağlık yazarımızın.



"Sana söylüyorum; kadınlara karşı her zaman nezaket sınırları içinde davrandım. Belki de Süheyla için bu durumun dışına çıkmalı ve onu kaçırmalıyız!"

Demir, sözleri üzerine içten bir kahkaha attı. "Sü'den bahsediyorsun, abi! Kadın, Chun lee'nin kayıp kız kardeşi... Muhtemelen bizi paletler ve üzerimize kocaman bir fiyonk bağlayıp adresimize geri postalar."
Abisi ona tuhaf bir bakış attı. "Ve sen de hala bu kadını istiyorsun!"
 syf. 394


Sözü daha fazla uzatmayacağım.  Kalemzen'den tavsiyedir efendim, iyi okumalar. ^^

0 yorum:

Yorum Gönder