27 Ekim 2015 Salı

[OKUMA ETKİNLİĞİ #1] PALURİ Ar Si Ar Ma - ÖYKÜ ODABAŞ II KİTAP YORUMU -KATRE







Turun 2. gününden hepinize merhabalar sevgili takipçiler,
Wattpad'in çok okunan yazarlarından Öykü Odabaş'ın, yepyenisi Paluri Ar Si Ar Ma ile sizlerle beraberiz. Umarım bu süreç boyunca bizimle olursunuz ve ilk etkinliğimiz hoşunuza gider. :D
Öncelikle; bu kitapta da, yazarın yayımlanmış diğer kitaplarında ve yayınlanmakta olan hikayelerinde olduğu gibi bol karakter mevzu bahis. Ateş, Gökdeniz, Arya ve Mahru bizim ana karakterlerimiz. Burada denilebilir ki, ama kapakta yalnızca bir kız ve erkek var. Onu da hemen şöyle açıklayayım, kitabımızın adı Lazca'da 'Ateş' anlamına gelen Paluri; ve Ateş kitabımızın en ağır abisi olduğundan haliyle diğer karakterlerden daha baskın. Bunu kitap boyu okurken de fark edeceksiniz, ama buna rağmen ana karakterlerimiz, kitabın devamında bize ailenin gücünü gösterecek bu dört deli fırtına.
Ateş için kitabın en ağır abisi demiştim, ki gerçekten öyle. Ateş legal ve illegal olmak üzere gerek yerüstü gerekse yeraltı piyasada fazlaca söz sahibi birisi. Ateş eğer bir şey olmayacak dediyse o olmayacaktır, keza olmaz da. Olayların başlangıcı da bu noktada gizli. Peki Gökdeniz kim?! O da Ateş'in yadigarı olur ki, canından can parçasıdır...
Arya, konservatuar okuyan ve enstürman olarak piyano çalan güzeller güzeli bir kızdır. Bir gece ailesiyle yemekten dönerken, tabiri caizse taranırlar. Bu vakitten sonra ailesini kaybeden Arya; Sadri Baba'nın himayesine girip, Ateş'in mülkü içerisinde erkek kılığında yaşamaya başlar. Burada sorulabilecek sorulardan birincisi; bu aile neden tarandı, ikincisi; Sadri baba kim, olur muhtemelen. Cevapları şu an ben veremem ama hepsini kitapta bulacağınıza dair garanti verebilirim. Bir başka soru da, Arya'nın yakalanıp yakalanmayacağı olabilir. Elbet yakalacak ama bu noktada işin sırrı sayfalarda gizli. Arya neler yaşadı, nasıl yakalandı? Zannediyorum buraya en uygun alıntı şu olacak: "Bugün karı düzmeye, yarın boncuk dizmeye götürür o deve beni!"
Gelgelelim Mahru'ya... Bu ay yüzlü, masum kıza dikkat edin çünkü Sipahioğlu erkeklerinin vicdanlarında koskoca bir ateş yaktı kendisi. Mahru'nun hikayeye dahil oluşu ise, Ateş'in olmaz dediğinin olduğu noktada başlıyor.
Bu deli fırtına erkeklerin ve masum kızların yollarının kesişmesi, Ateş ve Gözdeniz'in Türkiye'ye ihrac edilen ve edilecek olan tüm uyuşturucu maddelerin kökünü kurutmaya niyetli olması sayesinde oluyor. Ve birbirlerini sevmeye meyilli kalpler bir araya gelince, işin içine silahlar ve kötü adamlar girince, aradan aşk yeşerince ve deli dolu Karadeniz dalgaları kıyıları dövünce olaylar hararetli bir şekilde gelişmeye başlıyor.
Hiç spoi vermeden işin ilk kısmını atlattım. Koca bir 'Huh!..' geliyor burada :P


Kitabı bir başka açıdan inceleyelim şimdi. Daha önce Türk karakterlerin yeraltı dünyasına bir defa girdim. O kitabı okuma sebebim zannediyorum eğlenceli olacağının farkında olmamdı. Bu kitapta da yer yer gülüyorsunuz ama ağırlık işin başka kısımlarında. Kurguyla ilgili; daha önce Öykü Odabaş okuyup sevdiyseniz, bu tarz kurgular okuyup sevdiyseniz, bu kitabı da sevmeniz çok muhtemel. O açıdan gönül rahatlığıyla alabilirsiniz.
Benim gibi yazarın kalemiyle ilk defa tanışacaklar içinse; genel olarak okuduğunuz tarza yakın bir kitap değilse, bir tık sıkılacağınız bir okuma süreci gerçekleşebilir. En azından benim için öyleydi.
Bir de son olarak, güzel kapaklara dayanamıyorsanız, bu kapağı da es geçmeyeceksinizdir.

Şimdilik benden bu kadar, bir sonraki yorumda görüşmek üzere. ^_^

2 yorum:

  1. Spoilerlardan ucu ucuna dönen bu şahane yorum için çok teşekkür ederim :D Arada bir yerlerde ağlatmış ya da kahkaha attırmış olduğumu umuyorum ve kesinlikle, sırıtarak tekrar okuyorum yorumu :))) ellerine sağlık :D

    YanıtlaSil